Yusuf Yavuz:Türkiye taşkın ve sel felaketlerine hazır mı?

Sel ve taşkınlar binlerce yıldır Türkiye’nin coğrafi gerçeği. DSİ, AFAD, ilgili bakanlıklar ve büyükşehir belediyeleri, taşkınların önlenmesiyle ilgili sorumluluğu paylaşıyor. Sayıştay, bu kurumlarının taşkınlar konusunda üzerine düşeni yerine getirip getirmediğini denetledi, ortaya çarpıcı sonuçlar çıktı…

Son yıllarda giderek artan taşkın felaketleri, 25 nehir havzasına sahip olan Türkiye’nin aşırı iklim olaylarına karşı yeterince önleyici tedbir alıp almadığının sorgulanmasına neden oluyor. Geçtiğimiz yıl Kastamonu ve Sinop’ta yaşanan büyük taşkınlar, yağışılar doğal olsa da, felaketin hatalı arazi kullanımı ve dere yataklarının imara açılması nedeniyle insan eliyle göz göre göre davet edildiğini gözler önüne serdi. Sayıştay’ın geçtiğimiz Ocak ayında hazırladığı Taşkın Risk Yönetimi Raporu, konuyla ilgili bakanlıklardan yerel yönetimlere birçok kurumda yapılan denetimleri kapsıyor. Büyükşehir Belediyelerinin taşkınların önlenmesinde sınıfta kaldığını ortaya koyan raporda, Adana Seyhan Nehri kıyısında yapılaşma yasağı olmasına rağmen taşkın alanında resmi bina, cami ve otellerin de bulunduğu 2479 adet yapı inşa edildiği bilgisine yer veriliyor. Türkiye’de ilk kez Taşkın Yönetim Planı uygulanan Antalya ve Yeşilırmak havzalarında planlanan doğrultuda tedbirlerin uygulanmadığı kaydedilen Sayıştay raporunda, “tedbirlerden sorumlu kurumlardan özellikle belediyeler, ilgili oldukları tedbirlere ilişkin çoğu zaman geri bildirimde dahi bulunmamaktadırlar” ifadelerine yer verildi.