YUSUF YAVUZ YAZDI:TOROSLARDAN BİR OZAN GEÇİP GİTTİ SESSİZCE

Bu coğrafya böyledir, durup dururken Âşık eder insanı…

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf-kapak.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf-kapak.jpg?w=1024Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Kasımlar köyünde yaşayan Aşık Yusuf (solda) yaşamını yitirdi. Uzun süredir sağlık sorunlarıyla boğuşan Aşık Yusuf, geleneksel halk şiirinin bölgedeki temsilcilerinden biriydi. 82 yaşında hakka yürüyen Aşık Yusuf 11 Kasım’da doğasına ve insanına destanlar yazdığı Kasımlar köyünde toprağa verildi. Fotoğraf: (Yusuf Yavuz arşivi)

Yukarı Köprüçay’ın Ozanı Âşık Yusuf Çelik’in ardından…

Bu coğrafya böyledir, durup dururken delirtir, âşık eder insanı. Bozkır’da yavşan ve iğde çiçeği kokusu, ekin tarlalarında mor çiçekli hazeranlar. Bolu dağlarında ıhlamur, Ege’de hayıt, Akdeniz’de defne, yasemin, katırtırnağı; buyur nasıl delirirsen delir.

Yusuf Yavuz

KİMYASALA BOĞULMADAN VE PLASTİK GELMEDEN ÇOK ÖNCE

Ağır kimyasallara ve plastik hayatlara boğulmadan önce Anadolu coğrafyasının her köşesinin ayrı bir kokusu vardı. Mesela kırkikindi yağmurları bozkıra düştüğünde toprak, otlar ve ekin yaprakları deli gibi kokardı. Torosların vadilerinde taş, toprak, yosun, akan su, esen rüzgâr; ne varsa ayrı ayrı kokardı. Mayıs ikindilerinde coğrafyanın bu baştan çıkarıcı kokusuna “şeytan aş pişiriyor” derler eskiler. Yağmurla şişmiş toprağın, otun, yaprağın, ağaç kabuğunun kokusu. İnsanı çağıran, yükseldiği yere doğru çeken davetkâr bir koku.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/a-kapak1.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/a-kapak1.jpg?w=1024Aşık Yusuf’un şiir ve destanlarına konu olan Kasımlar Köyü, Isparta’nın Sütçüler ilçesinde, Yukarı Köprüçay havzasında yer alıyor.

BU COĞRAFYA BÖYLEDİR, DURUP DURURKEN DELİRTİR İNSANI

Öyle bir koku ki, insan durduğu yerde duramaz, kendini yamaçlardan aşağı bırakıp, bir ucu karşı yamaca düşen gökkuşağının altından geçmek için nefesi kesilinceye kadar koşmak ister. Durup dururken dağa tırmanmak, kendini yüksek uçurumlardan boşluğa bırakıp kartallarla yarışmak, sincaplarla ulu meşelerin dallarında zıplamak ister. Bu coğrafya böyledir, durup dururken âşık eder, delirtir insanı. Bozkır’da yavşan ve iğde çiçeği kokusu, ekin tarlalarında mor çiçekli hazeranlar. Bolu dağlarında ıhlamur, Ege’de hayıt, Akdeniz’de defne, yasemin, katırtırnağı; buyur nasıl delirirsen delir.

KOYUNBABAYI DÜŞÜN, KIZILIRMAK BOYLARINDA…

Mardin’de, o şiir gibi işlenmiş taş evlerin arasından güneye doğru sonsuzluğa bakıp zamanın ıssızlığında kaybolup Şahmeran masallarına karış istersen. Ya da Kapadokya’da bir masal anlatıcısı ol. Germir Bağlarında dolan Kayseri’nin, yitik bir aşkın acısına yanıp Erciyes’in gözyaşları ol. Tokat’ın yitip giden bağlarına yan. Yeşilırmak’ın ortasında Hıdırlık Köprüsünün taşlarına kapanıp içine içine ağla. Yağıbasan’ı düşün mesela, Danişmentli’leri; Emir Melik Gazi’yi düşün. Koyunbaba’yı düşün Kızılırmak boylarında, yüzünü Horasan’a dön. Malya Ovası’nda Türkmenlerin toprağın karnına işleyen çığlığını duy; Mucur’da yanık yüzlü bir çiftçi, Hasan Dağı’nın eteğinde bir çoban, Konya’da Tebrizli Şems ol. Ankara’nın tiftik kokan sokaklarında bir Bayrami dervişi, bir Ahi Piri ol. Karapınar’da yün kokan bir kilim ol, Ereğli’de Hititli bağcı. Al yanaklı güneş içmiş elmaları devşir Niğde bağlarında. Ulukışla Hanında hırpani bir yolcu ol, duvarların sesini dinle. Sinop’ta, Trabzon’da bir balığın pulu ol. Yolu ol sonra bu coğrafyanın, gönülden gönüle ulanan o görünmez yola vur kendini.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1533.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1533.jpg?w=1024Aşık Yusuf’un şiir ve destanlarına konu olan Kasımlar Köyü, Isparta’nın Sütçüler ilçesinde, Yukarı Köprüçay havzasında yer alıyor. Fotoğraf: Karımlar yönünden Suçatı Mevkii.

BU TOPRAKLAR BÖYLEDİR, DURUP DURURKEN ÇARPAR İNSANI

Bu topraklar böyledir. Sesi duyulmasa kokusuyla anlatır insana sırrını. Bu topraklar böyledir; kokusuyla yavaş yavaş delirtir insanı. Göğün boşluğundan yerin karnına, dalın yaprağından kuşun kanadına alıp karıştırır sır deryasına. Bu topraklar böyledir, adım adım yürürken iki kapılı handa, yolun bir yerine gelince çarpar âşık eder insanı.

BU TOPRAKLAR BÖYLEDİR, BİR OKUN PEŞİNDEN KAYGUSUZ EDER İNSANI

Kimi zaman aşk dolusu ile çıkagelir, kana kana içirir yaşam ırmağının suyunu. Kimi zaman da derin gölleri andıran bir Leyla’nın gözlerinde kaybeder, karıştırır deryalara. Bir ceylanın tenine değen okun peşinden sürükler bazen Kaygusuz eder insanı. Bu topraklar böyledir. Kimseler bilmez, görmez, anlamaz ama yine de yüreğini büyütür yeryüzüne sığmaz olur. Sende sığarken iki cihan, sen bir cihana sığmaz, İmadeddin Nesimi olursun. Aşk düşünce bir kez bir yüreğin suyuna, ince ince büyür, bir sabah ansızın kapının önünde beliriveren ulu bir ağaç gibi kurda kuşa karışırsın.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1541.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1541.jpg?w=1024Aşık Yusuf’un şiir ve destanlarına konu olan Kasımlar Fındık Mahallesi.

TOROSLARDAN BİR OZAN GEÇİP GİTTİ SESSİZCE

İşte Torosların bir dağ köyü olan Kasımlar’daki Âşık Yusuf (Çelik) da böyle bir yürekti. Tıpkı sırlar deryası olan Anadolu’nun her bir köşesinde sessizce bu coğrafyaya ağıt yakıp duran binlercesi gibi. İçine doğdukları zamanların ağısıyla ağılanmış, derdiyle yanmış, ateşiyle pişmiş yürekler. Destanın da trajedinin de eşit koşullarda emzirdiği ruhların yüzünü hep destandan yana çevirmesiyle yaşamı daha insancıl kılan bir akışın suskun yontucuları. Her gün sessizce bir harf, bir cümle, bir tutam umut, biraz sevgi yontup sabırla kararak halk şiirinin hamurunu yoğurdular. Ama en çok da coğrafyaydı onları şair kılan, kendilerini de bir şiire dönüştüren…

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf-kapak.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf-kapak.jpg?w=1024Aşık Yusuf Çelik, solda (1939- 10 Kasım, 2020)

YUKARI KÖPRÜÇAY’DA HÜDA-İ NABİT BİR ŞAİR

Âşık Yusuf’la yıllar önce 2011’de ilk kez yüz yüze gelmiş ve yaşamının küçük bir kesitine tanıklık etmiştik. Daha sonraki yıllarda Isparta Sütçüler’e Kasımlar köyündeki evinde birkaç kez daha ziyaret etme fırsatı buldum. Eskilerin “Hüdai Nabit” dediği türden, köklerini toprağında, dallarını göğünden alan ozanlardan biriydi. Âşık Yusuf’un da içine doğduğu Yukarı Köprüçay Havzası’nın yaşamını ve vadiyi bekleyen tehditleri ele aldığımız Yer Bize Çimen Verdi Belgeselinde onun da öyküsü kısaca yer almıştı.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf-kapak-2-1.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf-kapak-2-1.jpg?w=1024

‘GÜNDEN GÜNE HİSLENİYOR İNSAN, ÂŞIK OLUYORSUN’

Anadolu topraklarının binlerce yıllık destancı geleneğine içine doğduğu koşullar ve kültür gereği kendiliğinden eklenmiş, coğrafyasından beslenmişti. “Âşıklık nasıl başladı?” diye sorduğumda, derin bir iç çekerek “Bu yörelerin çiçeklerini, güneşinin ışığını, sularının şırıltılarını, kısaca ne gördüysem bunları dile getirdim. 13-14 yaşlarımdayken şiir yazmaya başladım. Günden güne hisleniyor insan.  Âşık oluyorsun. Ben milleti, memleketi ve doğayı çok severim. Köyümü kentimi çok severim” diye yanıtlamıştı.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/kapak-bas.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/kapak-bas.jpg?w=1024Köprüçay’ın kıyısındaki kiraz bahçelerinden biri. Kasımlar köyü.

BU TOPLUMUN KILCAL DAMARLARINA İŞLEYEN RUHUN DİLE GELİŞİ

Bir ülkenin, bir toplumun en ince kılcal damarlarına kadar işleyen bu ruhun dile geldiği ozanlardan biriydi  Âşık Yusuf. Geçtiğimiz hafta Kasımlar köyünden genç arkadaşlarımızla konuşurken Âşık Yusuf’u sormuştum. Uzun süredir sağlık sorunlarıyla boğuştuğunu biliyordum. İki gün sonra  Âşık Yusuf’un hakka yürüdüğü haberi geldi. 11 Kasım günü de son yolculuğuna uğurlanmış.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf.jpg?w=687 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/asik-yusuf.jpg?w=687Aşık Yusuf Çelik, 2011’de evinde ziyaret ettiğimizde bize şiirlerini okumuştu.

ÖNCE KİRAZLARIN RENGİ SOLDU, ARDINDAN KUŞLARIN ŞAKIMASI

Âşık Yusuf’un içindeki ozanı açığa çıkaran coğrafya, uzun süredir yıkımlarla başbaşa. Önce HES ve baraj inşa edildi, kirazların rengi soldu, kuşların sesi kesildi. Şimdi de Kasımlar köyünde, yerleşimin hemen bitişiğinde mermer ocağı açmak için örnek alındığı haberi geldi. Anadolu coğrafyasının dört bir yanında süren yıkımlar sadece ağaçları, kuşları, dağı-taşı, dereyi gölü değil bir tarihi de hızlıca siliyor aslında.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1679.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1679.jpg?w=1024Kasımlar köyünün doğası ve insanları Aşık Yusuf’un hem yaşam hem de ilham kaynağıydı.

İNSANI ÂŞIK EDEN COĞRAFYANIN SÜMBÜLLERİ SOLARKEN

Köprüçay’ın balık baykuşu, kızıl akbabası, kaya kartalı,dağ keçisi, Toros kertenkelesi, ibibik kuşları birer birer yaşam alanları terk ederken yerlerine iş makineleri, dev kamyonlar, beton ve demir yığını yapılar geliyor. İnsanını aşık eden coğrafyanın sümbülleri, nergisleri solarken; göğün bağrını delen karaçamların, kokulu ardıçların, sedirlerin ve yüzlerce yıllık ıhlamur ağaçlarına can veren dağlar peynir kalıbı gibi kesilip yok edilirken bir ülkenin de rengi usulca soluyor. Aşıklarını yitiren coğrafyalardan geriye sadece ruhunu yitirmiş kara parçaları kalır…

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf9048.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf9048.jpg?w=1024Kasımlar köyünün bir mahallesi olan Yalı Mevkii.

YARALI RUHLARI SAĞALTAN COĞRAFYA

Bu coğrafyanın canları nice büyük acılardan, savaşlardan, salgınlardan geçip geldi ve her defasında sahip olduğu değerlere tutunarak ayağa kalktı. Yemen’den, Çanakkale’den, Galiçya’dan, Doğu Cephesi’nden yalınayak başı kabak dönen yaralı ruhlar ağacına, suyuna, toprağına sarılarak sağalttı yorgun bedenini. Bir tutam mor menevşenin kokusuna, bir ıhlamur dalına, bir halının gülüne tutunarak yolunu buldu. Bir ozanın su gibi berrak dizelerinde kavradı, memleket sevdasının özünü ve kana kana içip doyurdu ruhunu.

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1669.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1669.jpg?w=1024Kasımlar köyünün meydanındaki kahvehaneden bir anı.

UMUTSUZLUK BİZE HARAM, YOL BOYU YETECEK TÜRKÜLERİMİZ VAR

Ağacı kuşa, suyu yaprağa, insanı toprağa bağlayan bu büyük zincirin halkaları koptukça yerine yenilerini eklemek de zorlaşıyor. Yine de umutsuzluk bize haram. Yol boyu yetecek türkülerimiz var. 

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1627.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/dscf1627.jpg?w=1024Köprüçayın kıyısında bir Arap sümbülü (muscari).

GÜLE GÜLE ÂŞIK YUSUF

Âşık Yusuf’u doğup büyüdüğü ve hiç doyamadığı köyüne yazdığı bir şiiriyle uğurlayalım. Güle güle güzel yürekli Ozan, aşık olduğun coğrafyanın çiçekleri yatağın, bol yıldızlı gökyüzü yorganın olsun:

“Kasımlar’dan ayrılamam/ Dağlarına hiç doyamam/ Diken olup batsa bile/ Bir yaprağına kıyamam

Körüklüğe yol dolanır/ Kuz’un başına ulanır/ Şi’mden sonra herkes tanır/ Canım kurban Kasımlar’a

Erikleri sıra sıra/ Elması var benzer nara/ Havası bir sarı lira/ Canım kurban Kasımlar’a

Yaz gelir kuzu meleşir/ Ana yavrusun dolaşır/ Eline kaymak bulaşır/ Canım kurban Kasımlar’a

Kirazı benzer geline/ Yakışır dostun eline/ El uzatsam her gülüne/ Canım kurban Kasımlar’a

Keklikleri rak rak eder/ Ötüşüne aklım gider/ Haklı söze kim ne der/ Canım kurban Kasımlar’a

Dağlarında bülbül şakır/ Aşka geldi ah bu fakir/ Beş yaşında tehvid okur/ Canım kurban Kasımlar’a

İnce uzundur deresi/ Zümrüt yeşildir yöresi/ Bu güzellik neyin nesi/ Canım kurban Kasımlar’a

Suyu akar ılgın ılgın/ Üzüm uzar salkım salkım/ Güzelleri dalgın dalgın/ Canım kurban Kasımlar’a

Yeter aşık sözün bitir/ İlham sardım tehvid getir/ Dostları sinende götür/ Canım kurban Kasımlar’a”

https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/a-kapak2.jpg?w=1024 https://gazeteciyazaryusufyavuzblog.files.wordpress.com/2020/11/a-kapak2.jpg?w=1024Kasımlar köyünden bir görünüm.

***

*Bu yazıda yer alan fotoğrafların yansıttığı coğrafyanın bir kısmı barajdan etkilenmiş, bir kısmı tahrip edilmiştir. Aşık Yusuf’un anılarındaki bozulmamış halini yansıtabilmek için yıkımı yansıtan fotoğraflar yerine, köyünün bütünlüklü haliyle onu uğurlamak istedik. (Yusuf Yavuz)