YUSUF YAVUZ YAZDI:MASALIMSIN SEN...
Coğrafyanın insan, insanın coğrafya halisin sen. Başın dumanlı dağ tepeleri, eteklerin dantel dantel koy. Parmakların şeker kamışı, ayak bileklerin süs muzu. Boynun güvercin gerdanlığı, yanakların gelincik tarlası! Ama ille de bedenin; milyon yıllık lüle taşı!
***
Çünkü seni o kadar çok bağırdım ki hayata, sonunda seni doğurmak zorunda kaldı.
Çünkü seni o kadar çok istedim ki hayattan, sonunda beni susturmak zorunda kaldı.
Çünkü tanrıyı öyle çok kışkırttım ki seninle; sonunda beni beş vakit çağırmak, sana da beş vakit duyurmak zorunda kaldı, varlığını...
Varlığınla varlığım arasına gerilmiş bir hamaksın sen, üzerinde salındıkça aklımı oynattığım.
Coğrafyanın insan, insanın coğrafya halisin sen. Başın dumanlı dağ tepeleri, eteklerin dantel dantel koy. Parmakların şeker kamışı, ayak bileklerin süs muzu. Boynun güvercin gerdanlığı, yanakların gelincik tarlası! Ama ille de bedenin; milyon yıllık lüle taşı!
Dünyanın en masum bebek kokusuyla, dünyanın en baştan çıkarıcı kadın kokusunu aynı bedende barındıran bir mucizesin sen.
Yokluğuyla soru işareti, varlığıyla kocaman bir yanıtsın...
Öyle ki, kırk günlük varlığınla, kırk yıllık ömre bedel bir yaşam kaynağısın, her bir gününe bir yılık hayatı sığdıran!
Her önünden geçtiğimde çocuk aklımı çelen bir dönme dolapsın sen, varlığında binip, yokluğunda indiğim.
Varlığını öğrendiğimden beri her su kıyısında izini sürdüğüm bir eski zaman masalısın, masalımsın sen...