Yusuf YAVUZ YAZDI: DOĞANIN IŞIĞI BU KENTE YETER

Doğanın ışığı bu kente yeter

Antalya falezlerine uygulanacak ışıklandırma, ışığın kendisinden başka her şeyin üzerini örter...

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Şubat'ta sosyal medya hesabından bir video paylaşarak kentin önemli simgelerinden biri olan falezlerde ışıklandırma projesi yapacaklarını açıkladı.

"Yıllardır karanlık olmasıyla eleştirilen falezler aydınlanacak, Antalya ışık saçacak" ifadelerini kullanan Böcek, "Falez aydınlatma projemizle milyonlarca yerli ve yabancı misafirimizi ışıl ışıl görüntülerle karşılayacağız" dedi.

Antalya'nın falezleri, Burdur sınırlarından başlayıp, Döşemealtı Platosu ve bir basamak altındaki Antalya platosundan Akdeniz'e kadar uzanan, karmaşık ve büyüleyici hidrojeolojik yapı ile karstik sistemin yarattığı olağanüstü bir doğal miras.

1980'lerden itibaren hızlanan betonlaşma ile önemli ölçüde zarar gören falezlerin bugün ışıklandırma projesiyle gündeme gelen bölümleri ancak koruma altına alınabildi.

Bir kısmı "kesin korunacak hassas alan", karaya doğru olan diğer bir kısmı ise "nitelikli doğal koruma alanı" olarak koruma altında bulunan Antalya falezleri buna rağmen yeterince korunamıyor. Dünyada kent içinde bu kadar yaban hayatının ve doğal mirasın iç içe olduğu çok az kent kaldı. Antalya bu yönde en şanslı kentlerden biri ancak bu şansın nasıl dezavantaja dönüştürüleceği üzerinde birileri epeyce kafa yoruyor.

Dubai gibi kendi ışığı yetersiz olan kentlerin dış dünyasını petrol dolarlarıyla ışıl ışıl yapması ya da Las Vegas gibi kumarhane cenneti kentlerin yapaylığına karşın Antalya gibi tek başına birçok ülkeden çok daha zengin biyolojik çeşitliliğe sahip, bilinen 200'e yakın antik kente ev sahipliği yapan doğal ve kültürel miras zengini bir kentin ışıl ışıl olması için bir ışıklandırma projesine ihtiyacı yok.

Bilakis, bu kentin doğal ev tarihi mirasını daha iyi yansıtabilmek için ışık kirliliğinin kontrol edilmesine ihtiyacı var. Kente özgü, gözü yormayan, rahatsız etmeyen, doğal ve tarihi doku ile yaban hayatına zarar vermeyen bir ışıklandırma yönetmeliğine ihtiyaç var.

Antalya falezlerinde uygulanacak ışıklandırma, sadece kendini gösterirken doğal ve tarihi mirasın ışığını söndürür. Işığın da kendinden başka her şeyin üzerini örten bir tür karanlık olduğunu unutmamak gerek.

Son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız gibi yapay peyzajlara aşina olmuş bir çok insanın hoşuna gidebilir bu uygulama ancak 10 milyonluk bir bütçe ayrıldığını öğrendiğimiz proje için harcanacak paranın falezlerin çevresiyle birlikte korunmasına ayrılması durumunda kente çok daha büyük bir iyilik yapılmış olur.

Konunun yaban hayatına, canlılara ve jeolojik yapıya, korunan alanlara yönelik verebileceği muhtemel zararları ilgili uzmanlar dile getiriyor...

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre henüz projenin bir bölümüne onay verildiği belirtiliyor. Falezlerin "Kesin korunacak hassas alan" niteliğinde olan kısmındaki uygulamanın ise "revize" edilmesi talep edilmiş. Güvenlik ve doğal yapının özelikleri de dikkate alınarak yeniden yapılacak "daha hassas" bir çalışmanın ardından proje Bakanlık tarafından değerlendirilecek ve buna göre onaylanacak ya da geri çevrilecek.

Antalya Büyükşehir Belediyesi yönetimi, "dünya mirası" niteliğinde olan doğal ya da tarihi alanlarda bu tür projeleri uygulamadan önce hem dünya mirası kavramını dikkate almalı hem de "kent hakkı" çerçevesinde tüm dinamikleriyle kentlinin rızasını almalı. Çünkü "yönetişim" kavramı sadece yazılı belgelerde kenar süsü olan bir temenni olarak kalmamalı.

Melih Gökçek ile Çin malı plastik palmiye ve dinozorlarla tanışan Türkiye yapay peyzajlardan yoruldu. Siyasi partisi ne olursa olsun belediyecilik artık doğa okuryazarlığı üzerinden yürümeli. Adım adım, parça parça yitirilen doğal alanlardan geriye beton, plastik ve metal ağırlıklı teknolojik bir çöplük kalacak.

Çok değil, 15-20 yıl kadar önce Antalya Bakırlıtepe'de TÜBİTAK tarafından astronomi etkinlikleri, gökyüzü gözlem şenlikleri başlatılmıştı. Çünkü Bakırlıtepe'de gökyüzü muhteşem görünüyordu ve adeta teleskopsuz bir şekilde perseid yağmurunu izleyebiliyor, yıldızları çıplak gözle tanımlayabilyordunuz. Ancak son 7-8 yıldır Bakırlıtepe ışık kirliliği ile adeta boğuldu ve artık eskisi gibi yıldız gözlemi yapmak mümkün değil.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in, dağı taşı ışık kirliliği ile boğuşan bu kentte göğe bakmanın bile sınırlı alanlarda yapılır hale geldiği bir dönemde bu yanlıştan bir an önce dönmesini ve bunu kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz.

Feslikan Yaylasından kente doğru bakıldığında falezleri hayal etmek yerine rengarenk ışıkları seyretmek bu kente bir cazibe kazandırmaz.

Bakırlıtepe'den falezlere doğanın ışığı bu kente yeter...