YUSUF YAVUZ YAZDI: COĞRAFYA KİN TUTMAZ
Coğrafya kin tutmaz. Öfke, kibir, garez bilmez. Sadece akar gider, sonsuz döngüsünde yaşamın...
Kin tutan, intikam alan, tahrip edip yok eden insandır.
Coğrafya tanıklık eder, her şeyi görür ama dedikodu yapmaz. Bir yaprağın görüp duydukları bile fazla gelir insanın bedenine sığmayan canına...
Coğrafya inat etmez. Sadece oluruna bırakır ki mutlaka olur...
Olmazdan anlamayan insandır. Küçücük, zavallı ve çaresizlikle dolu egosuyla coğrafyaya hükmetme hırsıyla yanıp tutuşan insandır.
Coğrafya mızıkçılık yapmaz. Çünkü kurgusu yoktur yaşam üstüne. Sadece milyonlarca yıldır yaptığı gibi suyun toprağa, toprağın ağaca, ağacın yaprağa ulanıp gittiği bu sonsuz yolu yürür sessizce ve mutlaka bir tohum patlar, bir fidan ağaca durur. Mutlaka o öz suyu yürür incecik dallara ve mutlaka o tomurcuklar patlar gövdeden...
Coğrafya yalan söylemez. Sadece olmakla meşgul olur. Oldukça kaydettiği o uzun yaşam ve zaman ırmağının her damlasını aktarır durur bir sonraki tohuma, gövdeye, dala, yaprağa...
Bu coğrafya kibir tutmaz. Hiç tutmadı. Her bir gelinciğin, her bir kızılcığın, her bir sarı çamın hafızasında milyon yıldır taşınan duygu budur: Coğrafya yaşamakla meşgul olur ve kaydeder her anı. Bir sonraki tohuma yoldaş olsun diye.
Coğrafya unutmaz. En koyu karanlığın hüküm sürdüğü en ağır kışların bile sonu gebedir ak tomurcuklu ince dalların coşkusuna.
Bir kez yaşam suyu yürümeye görsün o ince, çelimsiz dallara. Ak tomurcuklar patlayıverir, al yanaklı, sarı ve kızıl alıçlara dönüşür.
İşte o sonsuz yoldan gelen yaşam muştusu bir kez daha dallarda...