Yusuf YAVUZ : TÜRKİYE'NİN DAĞLARI BİRER BİRER YOK EDİLİYOR

Türkiye’nin dağları birer birer yok ediliyor…

Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde yer alan ve ‘Eren Baba’ efsanesine ev sahipliği yapan Sandras Dağı’nda binlerce hektar alanda maden ruhsatı verildi. Sit alanı olan Kartal Gölü’nün koruma sınırları bile ruhsat sahalarının içinde yer alırken verilen madencilik ruhsatı sayısının 12 olduğu belirtiliyor.

Dağlar…

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan yeryüzünün en güzel coğrafyası Anadolu’yu bir uçtan bir uca kuşatan yaşam kaynağı…

İnsanlığın en eski evi…

Dağlar yaşamın başlangıcından beri insanlığa yaşam veriyor.

Ekmek, su, aş veriyor…

Dünya üzerinde soluklanan her on insandan biri dağlarda yaşıyor…

Ovalara bereket, denizlere yaşam taşıyan dağlar yeryüzünün milyonlarca yıllık sırlarını da koynunda taşıyor...

Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde bulunan Sandras Dağı da o dağlardan biri. Sandras’ın diğer yanı da Denizli’ye bağlı Beyağaç ilçesi sınırlarında.

Sandras Dağı, bereketi ve sularının yarattığı inanç ve kültürüyle binlerce yıldır insanlığa yuva olmuş bir yeryüzü köşesi…

Köyceğiz’in sırtını yasladığı ulu Sandras Dağı, bölgedeki yaşamın, kültürün ve inancın belirleyicisi durumunda…

“Dağda duman olmazsa düzde harman olmazmış…”

Sandras Dağı’nın dumanı da başından hiç eksilmiyor…

Toprağın, suyun ve ağacın birlikte yarattığı bu sonsuz döngüye yılın belirli dönemlerinde insanlar da dâhil olarak coğrafyanın sadece bir ekonomik kaynak olmadığını göstermeyi sürdürüyor bize…

Anadolu’nun diğer dağları gibi Sandras Dağı da kutsal sayılıyor. Sandras Dağında ‘Eren Baba’ ya da Çiçek Baba olarak anılan ulu bir kişinin yattığına inanılıyor.

Ancak önemli su kaynaklarını barındıran Sandras Dağında 5 yıl önce başlayan madencilik faaliyetleri verilen yeni ruhsatlarla genişliyor. Gökçeova Gölünün hemen yanı başında başlayan olivin madeni çalışma sahasını genişletmek istiyor.

Koruma altındaki Kartal Gölü’nün sınırlarını da kapsayan ruhsat sahasının genişliği bir kasaba büyüklüğünde.

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Sandras Dağındaki madencilik ruhsatlarının 12’ye çıktığını duyurdu. Bu ruhsatların hepsine işletme izni verilirse Türkiye’nin önemli doğal karaçam ormanlarını da barındıran Sandras Dağı delik deşik olacak. Mevcutta faaliyetini yürüten ve işletme alanını genişletmek isteyen maden firması Gökçeova Gölünün olduğu bölgede epeyce tahribat yapmış durumda.

Türkiye’nin susuzluğu tartıştığı, bütün dünyanın doğal alanların yok edilmesi yüzünden esiri olduğu bir virüsle boğuştuğu böylesi bir dönemde yaşam kaynağı olan dağlarımızın şirketlerin çıkarları uğruna yok tahrip edilmesi kabul edilemez.

Sandras Dağını korumak isteyen yöre halkı bu konuda mücadele etmek ve seslerini duyurmak için bir araya geliyor. Sandras’ı Koruma Platformu’nun sosyal medya hesabını takip ederek gelişmelerden haberdar olabilir, yıkıma karşı yaşamın yanında yer alan dostlarımıza destek olabilirsiniz:

 

https://www.facebook.com/groups/sandrasikorumaplatformu

 

Eğer bu ülkenin dağlarını koruyamazsak bugün adına “cennet gibi” dediğimiz ne varsa bizi terk edecek.

Dağlar bir ülkenin ruhudur, çekip alırsanız geriye ruhsuz ve hayalet gibi bir coğrafya kalır…

(Yusuf Yavuz)

YAYINLARI