UÇURUM İNSANLARININ İZ DÜŞÜMÜ

UÇURUM İNSANLARININ İZ DÜŞÜMÜ

Jack London'un kendi gözlem ve araştırmasıyla yazdığı Uçurum İnsanları, 1900'lü yılların Londra'sında yaşanana birçok gerçeği tüm çıplaklığıyla okurların zihnine yerleştirmektedir. ''Uçurum İnsanları'' sefaletin, sömürünün, vahşi kapitalizmin dışa vurumu.
UÇURUM İNSANLARI NE DEMEK?
1900'lü yılların Londra'sı, Batı Yakası Ve Doğu Yakası olarak ikiye ayrılmıştır. Batı Yakası, zengin insanların yaşadığı yerken, Doğu Yakası, ''toplumda görünmeyen'' evsiz, fakir, yardıma muhtaç insanların hayat mücadelesi verdiği, yazarın ''uçurum'' olarak tarif ettiği yerdir. Jack London, Doğu Yakasının toplumsal özelliklerine adapte olarak, orada yaşayan insanların arasına karışır. Bunu yapmasında ki amaç, hem oradaki insanları gözlemek ve bilgi edinmek hem de orada yaşananları dünyaya duyurmaktır. Jack London, eski bir denizci kıyafeti bulur ve ''uçuruma'' iner. 
Sömürge Sistemi tarafından sefalet içinde yaşamaya mahkum edilen alt tabakadan insanlar. ''Uçurum insanlarının'' hayatı anlamsız bulmaları... Hayatlarının amacı sadece ve sadece ''o gün hayatta kalmak olan'' insanlar... İşte bu yüzden hayat ''uçurum insanlarına' anlamsız gelmektedir. Bu anlamsızlıktan dolayı bir gün bu sefaletten kurtulacaklarına dair hiçbir inançları kalmıyor ''uçurum insanlarının.'' Bilerek ya da bilmeyerek yarınlara dair umutların kaybediyorlar.
Doğu Yakasında, devletin belli aygıtları sorumluluklarını yerine getirmiyor. Devletin gözünde tüm sorumlu ''sefil'' insanlardır. Bir insanın sefaletten ölmesinin sorumlusu, sefaletten ölendir. Toplum suçunu kabullenmeyerek geçeci bir rahatlama yaşamaktadır. Bütün sorunun temeli bu rahatlamadır. Bu durumda suç toplumu oluşturan bütün bireylerde aranmalıdır. Suç kapitalist sistemde, suç devleti yönetenlerde aranmalıdır. Suç insanları robotlaştıran sermaye sahiplerinde aranmalıdır. Kitapta anlatılan sistem öyle insanlık dışı ki, parasız insanlara para cezaları vermeleri kapitalist sistemin ayrı bir ironisidir. Gecenin kim saati sokakta yatmalarına dahi izin verilmeyen ''uçurum insanları''... Zorluk çekmemek için yaşamlarından vazgeçen insanlar.... Kitap öyle aileler ve insanlar anlatıyor ki okurken anlamakta zorluk çekiyorsunuz. 
Yazıyı kitaptan kısa bir alıntıyla bitirmek istiyorum; Yağmurlu bir havada bir köprünün altına sığınıp uyumak isteyen ''uçurum insanını'' köprünün oradaki polis kovalıyor. ''Uçurum insanı'' polise; ''Ne o? Yoksa Tanrının belası köprüyü çalacağımı mı sandın?'' diyor.