Bülent ESİNOĞLU:Silahlı dış siyaset ve Afganistan dersleri
Amerika, başka ülkelerin rejimlerini değiştirerek sömürgeleştirme siyasetini, nihayetsiz savaşlar ile sürdürdü.
Amerika, Afganistan’a girerken, “sonsuz savaş” ya da nihayetsiz savaş stratejisini, İngiltere’den devralarak benimsemişti.
Amerika’nın İngiltere ile birlikte Afganistan’a girişi; esas itibariyle İngiltere’nin manüpilatif düşünce dünyasının ürünüydü. Neo-liberal zengin sınıfın, çıkarlarını devam ettirme stratejisiydi.
Tony Blair Amerika’yı ikna etmesiyle, NATO’nun diğer devletleri de Afganistan savaşına girdi.
Afganistan savaşı, sonsuz savaşların, sonuncusu oldu diyebiliriz. Çünkü İngiltere, artık, ABD üzerindeki tüm etkinliğini bitirdi.
Şöyle ki, Amerika Afganistan’dan çekilirken gerek Taliban ile yaptığı görüşmeleri gerekse diğer ülkeler ile yaptığı görüşmeleri, İngiltere ile istişare yapmadan aldı. İngiltere bu işe çok sinirlendi ama yapabileceği bir şey yoktu.
Afganistan’a NATO ülkeleri ile beraber giren Amerika, hiç kimse ile bir görüşme yapmadan, kendisi Afganistan’dan çıkmaya karar verdi.
Aslında Amerika’nın karar aldığı esas mesele “nihayetsiz savaşlara” son verme kararıydı. Çünkü değişen dünya koşullarında, böyle savaşları yürütmenin, daha doğrusu nihayetsiz savaşlarla dünya siyaseti yapmanın olanağı kalmamıştı.
Silahla siyaset yapma, yani silahlı kuvvetleri, dış işleri bakanlığı gibi kullanmak esas itibariyle bir emperyal davranıştır.
Silahlı kuvvetleri kullanarak siyaset yapma hastalığı, kendisini emperyalist tanımlayan ülkeler için belli bir süreliğine iş gördü.
Yiğit Bulut’un dediği gibi, “bizde artık emperyalist bir ülkeyiz ya” biz de silahlı kuvvetlerimizi dış siyaset yapmada kullanmalıyız.
Afganistan’daki silahlı varlığımızı hem dış siyaset hem de iç siyaset için kullanabiliriz. Bana göre esas; iç siyaset için daha çok kullanırız.
Amerika’nın terk ettiği siyaset yapma biçimini biz kullanmaya devam edebiliriz! Siyasal İslam’ın Afganistan siyaseti; silahlı kuvvetleri sonuna kadar kullanma işidir.
Daha henüz kurulmamış Taliban devletini şimdiden kabul etmek, askeri varlığımızı, Meclis kararı olmaksızın, orada devam ettirmek, hatta gerekirse ilave asker göndermek.
Bu anlattıklarım silahla siyaset yapma biçimidir.
Putin’in eline önemli bir fırsat geldiğini düşünüyorum. Bildiğiniz gibi; Putin’in Türkiye siyasetinin temeli, Türkiye’yi Amerika’dan koparmaktır. Putin Türkiye’ye, Afganistan’da bazı roller vererek, Türkiye’yi yanına daha fazla çekecektir. Tabi Çin’in olurunu da aldıktan sonra…
Yok eğer Erdoğan “bir oraya bir buraya oyununu” oynamaya devam ederse, işler ters de gidebilir. Çünkü şu sıralar, İngiltere ile yapılan Afganistan görüşmelerinin, Türkiye’nin Afganistan’da daha fazla güç bulundurması esasına göre yürüdüğünü düşünüyorum.
Siyasal İslam iktidarı hem ekonomik hem siyasal olarak gerileyen bir iktidardır. Dış dünyanın, yok olmakta olan bir iktidar ile ilişkileri, iç stabilitenin güçlü olup olmadığına göre değişir.
Çünkü Türkiye’nin iç dengeleri, Afganistan’da “silahlı kuvvetler siyasetini” götürecek yönde gelişmediğini göstermektedir. Hele hele başkalarından silah satın alınarak, yürütülecek bir siyaset değildir.
bulentesinoglu@gmail.com
