Kader değil katliam, Aliağa’da bir yılda 300 iş kazası!

İzmir’in Aliağa ilçesi gemi söküm tesisleri, petrol rafineri ile bir sanayi merkezi olmasının yanında sık sık meydana gelen iş kazaları ve işçi ölümleri ile gündeme geliyor. En son iki gün önce bir firmaya ait konteyner depolama alanında çalışan işçilerden biri hayatını kaybederken diğeri ise ağır yaralandı ve yaşam mücadelesi veriyor. Bir sene içinde ortalama iki yüz ile üç yüz arasında iş kazasının yaşandığı İzmir'in, Aliağa ilçesinde iş güvenliği uzmanı Erol Yiğit ile bölgedeki kazaların nedenlerini konuştuk.

Makine Mühendisleri Odası tarafından yayınlanan rapora göre 2012'den bu yana meydana gelen iş kazaları yüzde 500 oranında arttı. İş kazası sayısı binin üzerinde olan il sayısı da 2010’dan 2018’e kadar sürekli artış gösterdi. İş kazası sayısı binin üzerinde olan il sayısı 2010 yılında 14 iken 2018 yılında 50’ye çıktı.

2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na rağmen iş kazalarında görülen artışlar, özelleştirme, sendikasızlaştırma, esnek ve güvencesiz ile kayıt dışı istihdam, çalışma koşullarının ağırlığı, kadın, genç, çocuk emeği sömürüsünün yoğunluğu ve en son Kovid-19 salgınına karşı önlemlerin yetersizliği gibi soruları beraberinde getirdi.

İzmir'in, Aliağa ilçesinde özel bir firmada C sınıf iş güvenliği uzmanlığı ve Adalet Bakanlığına bağlı İş Sağlığı Güvenliği Bilirkişiliği yapan Erol Yiğit ile bölgedeki kazalarla ilgili Haber2021’e konuştu.

Erol Yiğit Türkiye’de iş kazalarının yoğunluğuna bakıldığında metal sektörünün ilk sırada geldiğini söyleyerek, metal sektörünü, inşaat ve kimya sektörünün izlediğini belirtti.

 

YILDA 300’E YAKIN İŞ KAZASI İLE ALİAĞA TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜZERİNDE

Yiğit, Aliağa’da iş kazası oranın Türkiye ortalamasının üzerinde olduğuna dikkat çekerek “Aliağa'da ortalama bir sene içinde iki yüz ile üç yüz arası iş kazası olmaktadır. Bu kazaların sektörlere göre dağılımına bakıldığı zaman; metal sektörü başta gelmektedir. Bölgemize bakıldığı zaman kimya sektöründe de kaza oranları yükseltir. Türkiye şartlarına bakıldığı zaman bölgemizde inşaat sektöründe ki kaza oranı düşüktür” ifadelerini kullandı.

Aliağa’da meydana gelen iş kazalarının kalıcı sakatlık yada can kaybı ile sonuçlandığını söyleyen Erol Yiğit, “Aliağa bölgesi ağır sanayi bölgesi olduğu için meydana gelen kazalar ciddi boyutlarda olabiliyor. Kazalar ağır yaralanmalı ya da ölümcül kazalar şeklinde oluyor. Türkiye'de ki şartlara göre yorumlarsak bölgemizdeki büyük firmaların aldığı iş güvenliği önlemi Türkiye şartlarından daha iyi. Ancak kaza olduğunda boyutları büyük olmaktadır” şeklinde konuştu.

 

İŞ KAZALARININ SORUMLUSU ÇOĞUNLUKLA İŞVEREN

İş kazaların da birinci etkenin işverenler olduğunu belirten Yiğit “Liyakatli bir personel aldığın zaman, o personel işini en ince ayrıntısına kadar bilir ve yapılması gerekenleri doğru şekilde uygular. Ucuz iş gücü olduğu zaman, işi yapanlar işin risklerini bilmezler. Bu da iş kazası yaşlanma ihtimalini arttırır. İş kazasının üç temel unsuru vardır. Birincisi işveren, ikincisi işçi, birde az rastlanan dış etkenler. Bölgemizde yaşanan kazalara baktığımız zaman işverenin ihmali daha çok. Yaşanan kazalarda kusur yüzde altmış beş işverende, yüzde otuz beş işçidedir” diye konuştu.

 

DEVLETE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

İş güvenliği uzmanı Erol Yiğit iş kazalarının önlenmesi noktasında devlete büyük görev düştüğünü söyleyerek, “Bu konuda öncelikle devlete çok büyük iş düşüyor. Devletin denetleme mekanizmasını daha sıkı tutması gerekiyor. Özellikle demir, çelik sanayini denetlemesi gerekiyor. Son zamanlarda demir çelik sanayinde yaşanan ölümcül kaza oranları arttı. Bilirkişi olarak görev yaptığım için içerideki bir çok eksiği gördüm. Denetleme mekanizması sıkı olmalı, kişi ve kurumlara göre değil kanunlara göre olmalı” dedi.

 

‘SENDİKALARIN ÇALIŞMALARI YETERSİZ’

İş kazalarının önlenmesi ve tedbirler konusunda sendikalara da çok iş düştüğünü söyleyen Yiğit görüşlerinde şunlara yer verdi; “Sendika ayağında, sendikalar çok sessiz. Kazalarla ilgili bir açıklama yok, araştırma yok. Ayrıca son zamanlarda devletin aldığı kararlar sendikaları baskı altına aldı. Sendikalar en başta kendi üyelerinden oluşan bir iş kazası araştırma komisyonu kurmalı. Sendika kendi üyelerinden oluşan komisyonla kazaları araştırıp, işverenle kazaların engellenmesi için masaya oturmalı. İş kazaları sadece işverene bırakılmamalı. İş güvenliği uzmanlarının bu sistemde hiçbir yetkisi yok. İş güvenliği uzmanlarının görevlerini yapabilmesi için Çalışma Bakanlığının bünyesinde olması gerekiyor. İşverenler uzmanları bakanlıktan kiralama modeli ile almalı. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB)'ler de yapılan uzmanlıkta maaşları işveren verdiği için onları uyarmak ya da şikâyet etmek imkânsız oluyor.

Son zamanlarda ölümcül iş kazaları arttı. Son bir haftada iki işçi öldü, üç işçi yaralandı. Denetimlerin artması lazım. Devlet yetkililerinin, milletvekillerinin, meclisin ve sendikalarım bir komisyon kurup, ağır sanayinin olduğu yerlerde iş kazalarını tarafsız bir şekilde araştırması lazım. İş güvenliği uzmanlarının da işlerini yapabilmesi için Çalışma Bakanlığına bağlanması lazım.”